Kış güneşi
Perihan Mağden
Türk Popu'ndan ennn sevdiğim parçaların başında gelir Tarkan'ın söylediği 'Kış Güneşi'.
Klibi de güzeldir.
Ama sözleri, ama sözleri!
Yıldız Tilbe'nindir sözler.
Ben o kadını seviyorum. İnsanın içini acıtan bir sahiciliği var: İçini parçalayan.
Show TV'deki programı çok iyi reyting alıyordu diyelim. Sonra şak: baktık kovulmuş, kapının önüne konulmuş.
'Yangında İlk Bırakılacaklar' kategorisinden biri işte Yıldız Tilbe.
Hep o kovulacaktır, hep o basılacaktır, hep o muhtelif hürmetsizliklere maruz kalacaktır.
Kabağını araba, mutfak farelerini arabacı olarak yutturmayı hiç akıl edemeyeceğinden, ne denli başarılı olursa olsun, her daim az biraz itilip kakılacak; bir türlü 'Ana Kraliçe', 'Sultanımız Efendimiz', 'Postmodernite Pınarı' vari taltiflerle konservelenip saygınlık rafında, ultra yerleşik bir köşeye kaldırılamayacaktır.
Olsun. Yürekten sevenleri de var işte.
En basit şarkısında dahi 'Ben o yari esasında çok severim' demeyi akıl eden bir kadın.
Buradaki 'esasında' kelimesinin güzelliğine bakar mısınız?
Nazan Öncel, Sezen Aksu, Yıldız Tilbe, sonra tabii Gülden Karaböcek.
Bunlar hakikaten sıkı besteciler ve en hakikisinden söz yazarları.
Bu topraklardan hiçbir şey çıkmıyorsa da hanımlar beyler; ŞİİR fışkırıyor
valla billa.
Leonard Cohen'in satırı bana hep bizleri (Türkler! Türkler!) hatırlatır:
"We are ugly; but we have the music."
(Çirkiniz; ama müziğimiz var.)
Diyelim Tarkan'ın müziğinin gidişatını, kadın söz yazarı/bestecilerimiz belirliyor.
Tarkan'ı Tarkan yapan, laf aramızda, Sezen Aksu'nun şarkılarıdır.
Ben daha önce de yazmıştım gerçi. Ama bence Tarkan'ın şimdi Yıldız Tilbe'yle çalışması gerekiyor.
PERİHAN MAĞDEN'İN RADİKALDEKİ KÖŞESİNDEN