TANRI'YI OYNAMAK...

Durduğu gibi durmuyor şişede, dokunmayacaksın, bilmeden, bir şeye,
Bendeki kafa, kimsede olmayacak, sahip olmak isteyecekler, bu neşeye!
Geceleyin, yıldızlara, selam çaksam, biz parlamıyormuşuz, pardon, derler;
Güneş bile yakasını ilikler, mesai erken biter, kapıyı kilitler...
Ay'a söyleyecek söz yok, asıl yıldız o, yıldızlar orduyla geziyor,
Güneş denilen arkadaş, bulutların arkasına saklanıyor...
Ay, o işte, benim kafamı yaşıyor, kah hilal, kah yarım ay, dolanıyor,
Aptallara göre, o gecelerde, kurtlar, kuzularla savaşıyor,
Sanki kurtlar diğer günlerle, kuzularla, can ciğer mi yaşıyor?
Vamp adamlar, o şık ceketlerle, kan içip, kızılcık şerbeti içtim diyor;
Bu böyle kafalar, benim tahtıma mı göz dikiyor?
Benim yerimi almak isteyenler, şimdi, cenazesini bekliyor...


Tanrıyı oynamak, haddime değil ama, ölüm fermanı yazılmış tarafımdan;
Okunur, belki dokunur sana, zararın neresinden dönülse de kar sandığından...
Merak etme, hiç yanına kar kalmayacak, çünkü sözlerim seni hep diss'leyecek;
Binlerce aptal adam ya kadın, senin kazanamayacağın savaşı izleyecek!
Karda yürürüm, izim belli olmaz, rüzgarı eserim, benle yarış olmaz,
Karakter kriterim; karaktersizlik senin kanaatin, bu böyle bilinecek!
Rap'ta uçurum farkı yaratırım, bundan sonraki şarkımla, bunu aratırım,
Lakin, işte, söz uçar, kalır yazı, belki vardır, sana geçen de bir imtiyazı,
Yüksekten uçarsın, egon havada, sayın kuş beyinli, beyni ilk katta,
Sabreden derviş, olsan ne yazar, sabretmeyeceksin, ebediyete kadar!
Merak etme, artık, sona geliyorsun, nefret fitilini çektim, attım bombayı;
Ölüm zordu, ama işte, oldu, hak eden hak ettiğini aldı, bırakın sormayı!