twilight

[twilight]

YEPYENİ BİR SAYFA...

Yepyeni bir sayfa açtım hayatıma, hissediyorum bir şeyler olacak;
Acısıyla, tatlısıyla... hissediyorum, bir şeyler olacak.
Kalbimin atışları, eskisi gibi değil, daha hızlı,
Yoksa aşık mı olacağım Allah'ım, kim bu el kızı?

Eski bir sayfa da kapandı, açılan yepyeni sayfayla,
Kederiyle, hüznüyle, umarım, yepyeni sayfada, mutluluk akacak!
Aklımın dengeleri, eskisi gibi değil, karıştı,
Ve yepyeni bir aşk, hayatıma karıştı..


İyi ki geldin sen, gözümün nuru,
Böylesine saf, böylesine narin, böylesine duru...
Görmemiştim ben, görmüş oldum sayende;
Hayatıma anlam kattın; bu kalp, sende dursun, olur mu?

[twilight]

EN DOĞRU CEVAP...

''Bugünlerde çok değiştin'' dedi, çevrem...
''Huzura kavuşmuşsun, ne bu neşen?''
Senden bahsettim onlara, dinlediler;
Seni tanıdıktan sonra, az bile geldi, anlattıklarım...
''Eksik söylemişsin, dahası bile varmış'' dediler;
''Bundan daha güzelini bulursan, - ki bulamazsın;
Heyecandan bayılırsın, bi' an bile yerinde duramazsın!''
Seni görse, aklını başına alır, bin yıllık deliler!


Hayatıma 9. nota, 8. gün, 7. his oldun, hep bi' fazla...
Ama hayatıma damgayı on ikiden vurdun, yok ki falso!


Eskiden inanmazdım, ilk görüşte aşka;
Ama ilk görüşte aşka bakışım artık başka...
İnanmadığım her şeye, sayende inanır oldum;
Hayatıma daha önce girseydin, keşke!

Sen ''gerçekten aşk var mı?'' sorusuna; en doğru cevapsın;
Ne kadar güzel olursan ol, başkalarına haram, tek bana sevapsın!

[twilight]

İDAM

Hayırdır, asmışsın yüzünü; idam cezası mı aldı;
Kelimelerini doldurmuşsun bohçalara, kalmamış.
Yüzünü bile çevirmemişsin bana; almamışsın selamı,
Aramıza kara kedi girmiş, dilin tutulmuş, ay tutulmamış.


Hayırdır, dökmüşsün göz yaşlarını, bitmedi mi koleksiyonun,
Dört duvara dostmuşsun, başka dost mu kalmamış?
Halbuki, kucağımın en güzel yerini ayırmıştım sana, ama yoksun;
Ayrılalı aklım kalmamış, ayrılığıysa aklım almamış...


Neden susuyorsun, konuşsana şimdi;
İki kelimenden birisi kulağımdayken...
Sesini unutturmaya mı çalışıyorsun; unutulmazken...
İki kelimenden biri demiştim ya hani;
O iki kelimen ''seni seviyorum'' iken...
Sevdiğini unuttum, ama unutamam seni; ben unutulurken!

[twilight]

Sevin...

Yanınızda bir sevdiğiniz varsa,
Sadece bir...
Anneniz, babanız, kiminiz varsa,
Belki sevgilinizdir...
Sarılın O'na sıkıca, sımsıkıca;
Her an, gidecek gibi...
O an, unutun, bir küslüğünüz varsa;
Tanrı, tek affedicidir!
Affedin... ve minnet duyun bu an'a;
Ya olmasaydı O şimdi?
Kim varsa yanınızda, arkadaş, eş - dost, baba, ana;
Sarılın ona sımsıkıca; her hata affedilir!

Affedin gitsin...


Üç şeyi alabilsem bu odadan yanıma;
Sağlığı, huzuru ve sevgiyi alırdım...
Çünkü, hiç kimse olmasa bile yanımda;
Kendi kendime, sağlıklı ve mutlu kalırdım!
Bulurdum başkasını da, o ıssız adada;
Çiçek, böcek ne varsa, doyasıya severdim...
O anmasa da, ben adını anardım;
O sevmese de, ben severdim, her defada...
Yanınızda tek bir sevdiğiniz bile yoksa;
Hepsi çoktan, uçmuş gitmişlerse, ebedi mekanlarına...
Yine de bulun sevebileceğiniz birini, en kısa zamanda;
İnsan da olabilir, hayvan da, doğa da olabilir, orman da...


Sevin gitsin...

[twilight]

HAYAT GEMİSİ...

'' Sür kaptan; hayat gemisini, ölümün kıyılarına doğru;
Yalnız dikkat et, akıntılara karşı; saatler, ölüm soğuğu! ''


Hepimiz, hayattan geçiyoruz,
İstesek de, istemesek de; ruhlar serbest...
Ruhlarımıza, beden denilen kıyafeti geçiriyoruz;
Bakmıyoruz bile, ne yasak; ne serbest?


Şundan da biraz alalım, şu batağa da biraz dalalım;
Tüm kötülükleri dışarı salalım; iyiliği yasaklayalım.
Günler çuvala girsin, iyiliğe hiç zaman kalmasın;
Bazı günahları bugün işleyelim, kimini yarına saklayalım.


İnsan beşer, elbet şaşar, aklı firar; kalbi durur;
İçinde huzur, vardır elbet; ama biter; sonrası, ölüm.


Kalplerde iyiliklerden zerre bile mi kalmamış?
İyilikleri çalanlar, neden kötülükleri almamış?
Şeytan artık insanlar, şeytandan eser kalmamış,
En iyisi; yok olmak; insanlığa gerek kalmamış...


Ortam bozuk, iyilik; aptallık, kötülük; krallık;
Herkesin göz yaşları var, ama her yer, kuraklık.
İnanılan hiç bir dinde, emredilmiyor, kötülük;
Ama din mi kaldı insanlarda, paraya, kulluk.

[twilight]

BEN SENİ NEREDE BULACAĞIM?

Gitmişsin... ne bir mektup, ne bir mesaj yok;
Gideceğin yeri tarif de etmemişsin...
Üstelik, kavga filan da etmemiştik,
Neden, nasıl gittin?

Gitmişsin... bir oturup, konuşmak yok...
Bir elveda bile diyememişsin...
Üstelik, her şey; olması gerektiği gibiydi;
Değilmiş, demek ki...


Ama, sen kaybolursun o kocaman caddelerde;
Benle yürüdüğün; boş sokaklarda...
Almazlar seni o ıssız yerlere; bensiz bir başına...


Beyoğlu'nda mı; Sarıyer'de mi?
Yoksa İstanbul dışında, başka bir yerde mi?
Söyle, ben seni nerede bulacağım;
Kalbimin içinde mi; onun dışında her yerde mi?


Her biri farklı sayfalar olan kitaplarda mı;
Sevilene, sevenden gelen güzel hitaplarda mı?
Söyle, ben seni nerede bulacağım;
Buram buram hüzün kokan, eski plaklarda mı?

[twilight]

Gaipten Sesler...

Dün; tüm gece hayaletinle boğuştum;
Beni sevdiğini söyledi, inanmadım, güldüm.
Meğer, tam da bir düşün ortasındaymışım;
Zaten seni anca, rüyamda görürdüm.
Bu saatten sonra; her şey, benden önce;
Sen başka kalplerde, beni unutursun.


Dün, bütün gece, sükunetinle konuştum;
İki lafın belini kırdı, sessiz tavırlarımız...
Dokunsak bir birimize, sevişirdik de oysa;
Dokunmadık, bakışmadık, konuşmadık...
Bu saatten sonra, hayaletin gözükse de bana;
Dokunmayız, bakışmayız; konuşmayız...


Dün, tüm gecemi alt üst etti, hayaletin;
Oturdu tam karşıma, o sevdiğin koltuğa...
Tam istediğin gibi: Şekersiz bir çay istedi;
Yerini alamazdı hayaletin, çayını vermedim...
Kimse sen gibi olamazdı; yerinden kaldırdım,
Olmayan hayalini; kapıya kadar geçirdim.


Yok, böyle olmaz... Deliriyorum her gece;
Ya sen gel, bir kere; ya da al, hayaletini de!
Gaipten seslerle; görünmez yüzlerle, uğraştırma;
Tadını da unuttur, kokunu da; bakışını da; dokunuşunu da;
Sesini de unuttur; tenini de; saçını da; isminin okunuşunu da;
Bir harfin bile, alfabeme tesir etmesin; kalbimin gizli odasında!

[twilight]

DENİZ HAVASI...

İyi mi geldi, deniz havası?
Halbuki, aklında; ayrılık vardı...
Bir güneş görünce; fikrin kaçtı...
Tutabilene aşk olsun!

Ne oldu; hani ayrılacaktık;
Ceketini alır da, giderdin bu evden?
Bir kaç günlük tatil; nasıl da yaradı;
Şimdi git, gidebilirsen...


Halbuki ayrılacaktık; kopamadın benden;
Ben de ayrılamamam ki; kopamam senden...
Sen beni seviyorsun; ben seni, daha fazla;
Ama sevgi her şey değil; anlasana...

Tatil biti; mesai başlar;
Sana yeni aşklar, bana yeni aşklar...

[twilight]

Sanat Eseri... !

Ben seni çok yanlış tanımışım; hatta; yanlış bile tanımamışım;
Ben seni tanıyamayacak kadar; çok az bir süre tanımışım...
Seni seviyor sanmışım, aşık olunacak kadın sanmışım;
Demek ki, yanılmışım... var bir yanlışım... o zaman, yanmışım!

Ben; seni, benim dünyamdan çıkamaz sanıyordum;
Hatta sanmıyordum, adım gibi biliyordum...
Adımı bile sorgular oldum; senin var samanyolun;
Ben senin samanyolunun, sadece bir uydusuyum...


Ben seni, Allah'ın en güzel, en sıra dışı eseri sanıyordum;
Oysa, sen; başka şairlerin, şiirlerine çoktan konu olmuşsun!
Benim gözlerime bile bakamazken; başka gözlere hapsolmuşsun;
Şarkılarda çokça adın söylenmiş; filmlere kokun sinmiş;
Yazarlar seni kitaplara dökmüş; sanat eseri olmuşsun...
Ama ben sanat eseri değil; aşk arıyorum.

[twilight]

SEN GİBİ...

Aklımın bi' ucunda, daima sen varsın;
Neyle doldursam öbür taraflarını; çıkmazsın...
İster iş, ister güç, arkadaşlıklar;
Dost meclislerinde; cisminle olmasan, isminle varsın.


Kalbimin bi' ucunda, daima sen varsın;
Onlarca, yüzlerce, binlerce insan; girip çıksın...
Sen kal; sağlıcakla, baş köşemde;
Sen al; her şeyimi, senin olsun, sözlükte aşk'sın.


Sen gibisi gelmez bi' daha dünyaya; gelirse de kim bilir, ne kadar sonra;
Sen gibisi gelmez bi' daha kalbime; sen gibisi gelmez bi' daha aklıma...