-
KÜÇÜK AŞK, BÜYÜK AYRILIK...
Davet etmişsin beni kalbine,
Geldim, gördüm, gittim geriye...
Yalanlarla yaşayamam inan ben,
Beni kalbimden vursan bile sen!
Gezip görmüş oldum en azından;
Bitebilirdi de aslında en başından...
Çok yoruldum senin sayende;
Ama ben atıp tutamam gıyabında...
O yüzden dökeceğim seni şarkılarıma,
Her mısram anlatacak seni...
Kah nota olacak, yakacaksın yürekleri;
Kah söz olacak, bükeceksin bilekleri...
Biz sanıyorduk büyük nefretler, büyük aşklarla başlar,
Büyük aşklar, büyük aşkları, büyük taşlarla, taşlar...
Büyük aşklar, ufala ufala küçülür, küçük küçük aşklar oluşur,
O küçük aşklar ayrılır sonunda, büyük büyük ayrılıklara dönüşür!
-
İstanbul'un Havası...
Nasıl kurtulabilirim dedim, bu acıdan...
Ayrılık acısı bu, kolay kolay geçmiyor;
Hep beni buluyor sanki; ayrılmıyor, yanımdan;
Ayrılık başka bir ten seçmiyor...
Garip hallerdeyim, parçalı ve bulutlu,
Hüzün doluyum, dokunsalar ağlayacağım...
Hiç bilemezdim, böyle olacağını;
Ayrılık meğer çok yakıyormuş canı...
Buralarda durma, sevdiğin yere git dediler;
Bana İstanbul'un havası bile yaramadı...
Unutacağım bir yer varsa, söylemeliler,
Lakin, unutacağımı hiç sanmıyorum.
Adını bir daha anma, unutursun dediler,
Aklıma kazınmış şarkı gibi, nasıl unutayım?
Yapacağın bir şey yoksa, yeni birini sev dediler;
Lakin, ondan başka birini sevemiyorum.
-
Allah'a Ismarladık...
Kaybediyorsak yavaş yavaş, aşk denilen bu oyunu;
Savaş zannediyorsak sevmeyi, demek ki sevmemişiz.
Anlayamıyorsak artık, kalbin aşka doyumunu;
Zannedersem, fazla tükenmişiz.
Sen gitme, ben giderim; yabancı uzaklara...
Vedaları sevmem hiç; alışırım kucaklara;
Üzülme nar çiçeğim, büzülmesin dudaklar;
Gerekirse ben üzülürüm; ayrılıksa son duraklar!
Hiç bir şey istemem senden;
Ceketimi alıp giderim...
Gözüm arkada kalmasın;
Artık, gideyim...
Bir rüyaydı, uyandın farz et;
Gece bitti, sabah oldu, zannet.
Seni sarsın unutkanlık, bir an önce unut artık;
Sevdiğim, Allah'a ısmarladık...
-
Hazan Mevsimi...
Hani bazen olur ya, bir şey istemez canın;
Hayattan bıkmış hissedersin, bir odaya kapanırsın.
Müzik sana gürültü gelir ya, filmleri bırakırsın yarım;
İştahın kesilir ya hani; davetlere tek cevabın; ''belki yarın''...
Hani o gün senin için en berbat gündür;
Belki dışarısı çok sıcaktır da sen üşüyorsundur...
Ruh halin bayağı bir karamsardır; seni gören herkes üzgündür;
Seni döndürmeye çalışıyorlardır hayata da; dönmüyorsundur!
Bunlar ne aşktan, ne ayrılıktan,
Aslında bunlar hüznün bahanesi..
Bunlar ne savaştan, ne telaştan;
Benim ki hüznün en şahanesi...
Her hazan mevsiminde muhakkak, yaprak dökerim ben...
Etkisi çabuk geçer ama; bu süreçte olurum tek üzülen.
-
Belki Bir Gün...
Hatalıydık ikimizde; aşk günlerimizde,
Arkadaş da kalamazdık tabii, arkadaşlık mı kaldı, günümüzde?
Sevgi, aşkın ünü; hep sözde,
Onlar giremedi bir türlü gözümüze;
Suçumuz neydi bizim, aşık olamadıysak ikimiz de...
Tenlerimiz uyuşmadı; bu yüzden aşıklar kavuşmadı;
Diye diye avutabiliriz kendimizi...
Gözlerimiz bir birine bakışmadı; kalpler bir birine yakışmadı;
Böyle böyle kandırdık ya bir birimizi!
Ama olsun, geç değil,
Belki bir gün, bir kez daha...
Belki iki, üç, beş, bin kez daha...
Sensiz olacağıma sonsuz olsun aşk da...
Ama olsun, suç değil;
Aşk bizle bir türlü barışmıyorsa,
Sevgi kanımıza karışmıyorsa...
Umarım mutlu olursun; kal aşk'la.
-
Mücevher
Hüküm sürmek kolay mı, bir kalpte ömür boyu;
Ya ayrılık, ya ölüm, ikisinden biri, bu işin sonu.
Göze alamıyor insan, yüze gülemiyor,
Söze dökemiyor insan, aşkın çıkmazındayken...
Viran oluyor yürek, talan oluyor her an;
O duyguyu kalbe saran, aşk şimdi viran...
Gördüm sende o cevheri, aşk cevherini;
Madden beş para etmeyen,
Manen kelimeler yetmeyen, mücevherini...
Ördüm o an aşk ağını, bilmiyordum yıkacağını;
Ne bileyim geleceği göremem,
Ne olacağını ben bilemem, şimdi sensizliğin mücadelesi!
-
Salıncak...
Bir aşk bitince, başka bir aşka yelken açmak zor,
Öyle bir anda akıl erdirip, o kalpten kaçmak zor.
Olmuyor, olamıyor, kalp bunu yapamıyor;
Senin kadar duygusuz değilim belki...
Sen unutmuşsun, olsun, sen de unutulursun,
Ancak ölene dek affetmem, tarafından duyulsun.
Seviyor, sevmiyor, bir karar verilemiyor;
Anlayamadım hangisi gerçekti?
Yeni bir yuva kuracaksın sen de,
Yeni bir şarkı çalınacak...
İki göz oda, bir evde kalınacak;
Yeni yeni eşyalar, o eve alınacak...
Yeni bir kalbe gireceğim ben de;
Bu zincirler artık kırılacak;
Ayrılıktan salıncak, bensiz sallanacak,
Hüzün kahrolacak, mutluluk, allanıp, pullanacak.
-
Aşkın Kitabı
Görmezden gelemem bu yaptıklarını;
Bir değil, bu iki değil, kim bilir kaç oldu?
Sevgisizliğini mi affedeyim, yalanlarını mı?
Gençliğim tükendi sayende, ömrüm soldu...
İki medeni insan gibi ayrılamasak da;
Bir hoşça kala sığdırıverirdik bu aşkı...
Ama yapamadık işte, zaten yapsak da;
Sen bir hır gür çıkarırdın, sevmezsin sakin olmayı!
Okudum kitabını aşkın seninle,
Tekrar okumaya hiç gerek yok...
Özetini çıkartırım müsaadenle;
Sevgisizlik sen de çok!
Okudum kitabını aşkın seninle,
Tekrar okumaya hiç gerek yok...
Saygını da istemem sevgini de;
Yalanlarına karnım tok!
-
YAŞANMIŞLIKLAR...
Her akıp giden göz yaşımda, suskun geçen her anımda,
Yaşanmışlıklar var, yaşananlar, yaşamımdan beyaz perdeye taşınanlar...
Her ağızımdan çıkan lafımda, sanki uzakta değil, yanımda...
Yaşanmışlıklar var, yaşananlar, kalpte yer bulamayıp başka kalbe taşınanlar...
Her günün batışında, her yatağıma yatışımda...
Yaşanmışlıklar var, yaşananlar, bir ömrümden bin ömür aşıranlar...
Her hüzünlü bakışımda, hayatımın akışında...
Yaşanmışlıklar var, yaşananlar, kalpte adı yazanlar, ve git gide aşınanlar...
-
VELHASIL KELAM...
Ayrıldık, bitti,
Mutlu musun, bilmem?
Ama bunu isteyen;
Sendin... Sen!
Ayrıldık, gitti,
Koca bir aşk, kalbimden...
Düştün gözlerimden,
Güçsüz kollarıma...
Kanatlanıp uçuramadım,
Seni tekrar sol yanıma...
Savaşıp, kazanamadım,
İstesem de yapamazdım;
Kırık kalbe bir şey yapılmıyor ki,
Kırılmışsın sen, kırmışım, bilmeden...
Tamir etsem ne olacak ki;
Ne gelecek elimden?
Sen yine bağırıp çağıracaksın; aşkı fırlattıkça uzağa,
Düşeceğiz birlikte ayrılık denen tuzağa...
Velhasıl kelam, bakışmak haram; bir selam bile, çıkamayacak ağzımızdan...