-
Kinaye...
Varlıklı bir yalnızlıktan geliyorum ben;
Eşim dostum; işim gücüm, sessizlik benim!
Beyazımı kirletmeyin; yalanlarınız rengarenk;
Arsız nefretinizi alın; bana yeter asil sevgim!
Ne kinaye, ne bir söz oyunu var dünyada;
Duracaksa duracak; kim ayak uyduracak zamana?
Ne kafiye, ne bir söz uyumu var yalnızlıkta;
Olacaksa olacaK; hangi dostluğun damga vurduracak hayata?
Peşin peşin ödüyorum şimdi göz yaşlarımı;
Yeter ki, çekin üstümden faizli acılarınızı...
Gecikmeyecek; ödemeleri hiç bir zaman hüznün;
Geçilmeyecek bakılmaktan, sayenizde acılı yüzüm...
-
Bilirsin Beni...
Dayanamıyorum artık yokluğuna, içimdeki seni de al yanına...
Ya da bırak; unut her şeyi; hiç bir şey olmamış gibi, dön yanıma!
Yudum yudum akıyor, geçiyor zaman; sonunda okyanuslarda yalnız öleceğiz...
Zamana benim gibi ayak uyduramıyorsan; biz de aşkın kıymetini yeniden bileceğiz!
Hata yaptım, beni affeder misin?
Yanlış yola saptım; sen neredesin?
İnciltti hayat defalarca beni, bilirsin;
Sen de hayat gibi incitenlerden olma!
Dayanamıyorum sensizliğe artık; bomboş oda da, sükunetinle dövüşüyorum;
Alın yazım yalnızlık ama çekilmiyor artık; mutsuzluğumun her saati, yalnızlığınla boğuşuyorum!
Bi' duy ne olursun; bak kum saati yavaş yavaş boşalıyor en dibe doğru...
Sen belki beni hiç sevmedin, ama ben adeta taptım; bu da yalan hayatımda, tek doğru!
Hata yaptım, beni affeder misin?
Yanlış yola saptım, sen nerelerdesin?
Hoyrat hayata uyum sağlayamadım, bilirsin beni;
Ne olur meleğim, sen de acımasız şeytana uyma!
-
İSKELE...
Dalga vuruyor kıyıya doğru, denizin üstü köpük köpük;
Belli ki hissediyor ayrılığı...
O da hüzünleniyor... Belli!
Yağış da var zaten havada... Ağlıyor zavallı!
Kum tanesi gibiyiz senle ben; değeri bilinmez biriyiz,
Çünkü kendi gözümüzde tek tek;
İnsan gözünde, bin biriz...
Ezip geçiyor hayat bizi, kalıyor binbir iz...
İskeleye çıkasım var; bağırasım aşklarımı;
Şarkıları söyleyesim var, son ses, bu ayrılık akşamı...
Gözünden şöyle bir düşesim var, yiyesim var ayvayı;
Kalpte senin düşesin var; kaybedesim var aşk denen tavlayı...
-
MUHTEŞEM...
Çok mu saba sarf ettin, yokluğumda;
Beni geri kazanmak için, acaba?
Çok mu film izledin yoksa;
Aşkla alakalı; ayrılıklar sinemasında...
Çok mu kaba konuştum; gittiğinde;
Belki biraz, belki birazdan fazla!
Çok mu özledim; bir bilse;
Yeri doldu bile; buldum O'ndan alasını da!
Demek ki muhteşem değilmişsin sen;
Yerinde doldurulabilirmiş, hem de aniden...
Belki döküldü göz yaşı ardından bir dirhem;
Ama yeni aşkı bulduğumda, çaldım, oynadım, keyfimden...
-
AMA NE... !
Ceviz kabuğunu doldurmayan nedenle, bitirdin aşkı;
Belki suç benimdi, senin gibisine, verdim ikinci şansı...
E, birinci de olmadı, ikinci de olmadı, yapamıyoruz işte;
Ayrılalım demeye dilim gitmeden, o tası, tarağı topladı!
Kapayı kapattı, gitti; arkasına bile bakmadı;
Gidiş o gidiş ama ne gidiş...
Döner mi bilmem geriye, ama; bilsin o çok özledim;
Karamsarım ama fazla pesimist değil; yolunu gözlerim...
Gelmeyeceğini bile bile, ışıkları yakılı bıraktım dün;
Sabaha gelir dedim ama halen; yalnızlığımın kalbi atıyor, güm güm...
-
SORU!
Aşk öncesi...
Aklın mı kalbin mi?
Kalbin dersen; aklın yok;
Aklın dersen de, kalbin...
Kalbin dersen, aklını kaybedeceksin...
Aklın dersen, kalpten gideceksin!
İlla ki birini seçeceksin,
Bu yollardan sen de geçeceksin...
Aşk sırasında...
Sevgin mi sadakatin mi?
Sadaketise, hani bitmezdi sevgin?
Cevap sevginse, yok mu sadakatin?
Eğer cevap sadaketinse, aşksız öleceksin...
Cevabın eğer sevgiyse, aldatıp, güleceksin...
İlla ki birini seveceksin...
E, bunu da sen bileceksin!
Aşk sonrasında...
Sen mi hata yaptın, yoksa O mu yaptı?
Sen yaptıysan, kendine güvenini kaybedeksin...
O hata yaptıysa, bir daha O'nu sevmeyeceğini, kaydedeceksin!
Eğer suçlu sensen, özür dileyeceksin...
Eğer O suçluysa, çekip gideceksin!
Ya aşkı seçeceksin...
Ya da aşktan vazgeçeceksin!
-
AŞK’TANBUL…
Halim kalmasa da; - düşe kalka - çekinmiyorum kalkmaktan;
Diyorum; ‘’bazen en kötü sandığın kapılar açılır en iyiye…’’
‘’Ayrılık küçük yaradır; ben hep böyle sandım, yorulmam böyle sanmaktan;
Biraz uzaklaşmak, döndürmez ki beni deliye…’’
Ama işte olmuyor öyle; çıkıyor dediklerimin tersi hep;
Delilik denilen aşk etti ya beni deli; cevap alıncaya dek;
Haddim olmayarak, ''hiç mi sevmedi'' diyorum kendime;
''Üstad'' diyor aynadaki; ''Sevse, bu gözdeki yaşlar niye?''
Kalp kırıklıkları sanki futbol gibi;
Ayrılık galip, aşk mağlup;
Olamadık hiçbir zaman berabere…
Kulağımdan gitti o buğulu sesi;
Ten soğuk; ben yalnız;
Kalp çoktan yara – bere…
-
Nerede ?
Var mı bitmiş olan acısı; doldurayım dedi en şahanesinden;
Kader yine bize ters örmüş ağları; öldüreyim dedi bedenini en inceden...
Karışmak haddimize değil; Allah böyle yazmış alın yazısı;
Ama nerede mutsuzluk varsa da, beni buluyor; kaderin cilvesi!
Sokulsam bir an ağacın gölgesine usul usul;
Düşünüp giderken gözlerinin rengini;
Söylesem o sevdiğin şarkının en dokunaklı mısrasını da;
Bilirim dönmeyeceksin yeniden...
Yol olsam geçsen kalbime doğru yavaş yavaş;
Ten olsam dokunsan, öpmek için kavrasan belimden...
İnanmam belki bir düş, belki rüya; olmayacak daha fazlası da;
Ama bilirim ölmeyeceksin beni öpmeden...
-
BENİ UNUTMA...
Unutmuşum söylemeyi, dilimin ucunda kaç gündür,
Yazmaya korktum mektuplarımda...
Unutmuşum gülmeyi, varsa halen aşkın; gel de güldür;
Bu cana kıyma...
Unutma sevdiğim, sevdiğimi unutma;
Giderken elimi, çektin ellerinden...
Bu ayrılık soğuk, zalimsin senin ellerin üşümüyorsa;
Vefasız, terkettiğinden beri; ben çoktan geçtim benden...
Unutma, sevdiğimi, nefretimi unutma;
Nefretim sana değil, gidişine, unutma...
Unutma, gittiğini, gelebileceğini unutma,
Bu kapı açık sana sevdiğim, yeter ki beni unutma...
-
TESADÜFEN...
Hayat bana çok yavan bazen;
Sana da öyleymiş, dedin ya, tesadüfen...
Zaten aşk dedikleri içi boş, tekdüzelikmiş;
Ayrılık varken, aşk ikinci planda kalıyormuş zaten!
Sana göre aşk filan önemli değil,
Varsa yoksa, kalp kırıklıkları bırakmak hayatım ya!
Zamana bırakmak ise bana göre değil;
Seçimini yaptıysan aşka dair, sana artık yer yok hayatımda!
Bence kutsamayalım bu tertemiz aşkı,
Zaten sen ayrılığı kutluyorsundur...
Fazla söze gerek yok, kirlettin bembeyazı;
Sana fazladan katlanan, ya müneccim, ya kusursuzdur!