PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Beatles olacağız dedik, ilgi gördük!



tarkaseksüel
06-04-09, 09:19
Ünlü rock grubu Gece Yolcuları, çıktıkları dönemde söyledikleri "Tarkan Türkiye'nin Elvis'i ise biz de Beatles'ı olabiliriz" sözlerinin hala arkasında: Böylece medya bizi tanıdı!..
http://img.sabah.com.tr/i3/sp.gif
Ünlü rock grubu Gece Yolcuları, ilk çıktıkları dönemde diye getirdikleri "Tarkan Türkiye (http://arama.sabah.com.tr/arama/arama.php?query=Türkiye)'nin Elvis'iyse biz de Beatles'ı olabiliriz" sözlerinin arkasında. Bu sözlerle bir dönem çok konuşulan grup, MTV Türkiye (http://arama.sabah.com.tr/arama/arama.php?query=Türkiye) ekranlarında yayınlanan BeniMTV'm programında "Bu sözle medya bize 'merhaba' dedi" açıklamasını yaptı.

ÇOK DİNLENİYORUZ!
* "Tarkan Türkiye (http://arama.sabah.com.tr/arama/arama.php?query=Türkiye)'nin Elvis'i olursa, biz de Beatles'ı oluruz" demişsiniz. Neden böyle bir söz söyleme gereği duydunuz?
Biz yeni çıktığımızda konuşurken dediler ki, "Ne hayal edersiniz?" Yeni çıkmış bir grup olarak iddiamız da var; dedik ki, "Havalimanlarında karşılanan, çok sevilen, şarkıları deliler gibi dinlenen bir pop sanatçısı vardır ama grup yoktur. Biz öyle olmak isteriz. "Tarkan Türkiye (http://arama.sabah.com.tr/arama/arama.php?query=Türkiye)'nin Elvis'i gibiyse; biz de Beatles'ı olabiliriz." Bunu söylediğimiz anda medya bize "Merhaba" dedi.

* Bu hayalin ne kadarını gerçekleştirdiniz peki?
Biz hiç Beatles'la alakalı bir müzik yapmıyoruz. Ama çıktığımız zamandan beri Türkiye (http://arama.sabah.com.tr/arama/arama.php?query=Türkiye)'nin en çok ilgi gören gruplarından belki ilk beşinin parçasıyız ve bu çok önemli bir şey.

* Albüm yaparken üzerinizde bir baskı hissediyor musunuz?
Baskı hissetmek değil aslında da iyi şeyler üretmek muhakkak bizi ayakta tutan şey. Bazen bir yere katıldığınızda başka bir şey çalmak istersiniz ama illa ki o hit şarkı istenir. Şarkıyı bir proje olarak düşünürseniz, biz çok deneysel işler yaptık

SABAH

tarkaseksüel
06-04-09, 09:21
Popüler kültür ve sosyete-yeni sermayedar ilişkisi, görülmenin öne çıktığı bir vasatta gelişti. Ancak bu ortamda, ‘yeni sosyete’, ‘klasik sosyete’ değerlerinden ayrılan ve sapan halini ve beğeni yargısını görünür kılmaktan çekindi. Müslüm Baba dinledi ama bunun bilinmesini istemedi.

ALİ AKAY*

POP ve arabesk endüstrisinin ülkemizde son 25 yıl içinde çeşitlenerek dallanıp budaklandığına şahit oluyoruz. Daha önce ‘ithal ikameci’ iç pazara yönelik bir politik ekonomiyi yaşayan Türk toplumsal hayatı, artık 1980’li yılların ‘yeni liberalizm’ veya ‘yeni sağ’ olarak adlandırılabilecek Özal dönemi politikalarıyla ihracatı desteklerken 1990’lı yıllara ihracat kaynaklı gelirlerle ve faiz rant politikalarıyla girdi.

Aynı dönemde pop yıldızlarının çoğalmaya başladığını gördük; bunlar arasında Tarkan en sivrilen isimlerin başında gelirken, Mahsun Kırmızıgül ve İbo (İbrahim Tatlıses) ile birlikte Orhan Gencebay arabeskinin yeniden dönüşünü izledik. Ortaya çıkan tablo: Pop-arabesk ikilisinin bir tür ‘ozmos’ oluşturduğu şeklindeydi.

Yönsüzleşmiş gençlik

Türkü ise 1990’ların ikinci yarısında ivme kazandı. Bu dönem eğlence yerlerinin ve barların da çeşitlenmesini ve çoğalmasını gösterdi bizlere. Gençlik arasında rock ve grunge kültürü yeni bir ‘sol’ hareketlenmeyi gösteriyor derken, İstanbul rock hayatı üzerine yaptığımız çalışma bize bu grubun daha marjinal olduğu kadar aynı zamanda da ‘geleneksellikle-aşırılık’ arasında bir yerde duran ‘yönsüzleşmiş’ gençliği ortaya koyduğunu gösterdi: Küpe takmak ve oruç tutmak birlikte ele alınıyor ve gündelik yaşam pratiğinde gündeme geliyordu.

Bazı rock yıldızlarının söylediğinin tersine rock’çı olmak ‘radikal’ olmakla aynı anlamı taşımıyordu. Özal’ın hem milliyetçi hem evrenselci; hem ilerici hem de gelenekselci bir karışımı Türkiye’nin politikasında görüldüğü gibi müzik endüstrisi kültürüne de yansımaktaydı.

Maddi kültürün simgeleri ‘ayrışıklıklarıyla’ zor okunur bir halde kendi çeşitliliğini imliyordu. Sembollerin yerleri değişti. Ve çözümleme açısından neticeleri belirlemeyen zorluklarla karşı karşıya geldik. Çoğu zaman ‘postmodernlikle’ alakalandırılan bu durum ‘seçmeci’ bir karmaşa kültürünü gözler önüne serdi.

Bu ortam içinde politik ekonomideki değişiklikler belirginleşmeye başladıkça yeni bir konfigürasyon izlendi.

Milliyetçi ve İslamcı bir pop kültürü kendisini ‘neredeyse devrimci’ söylem içinde belirgin kılmaya başladı. Ancak, yıldızlar da kendilerini yenilemek zorunda kaldılar: Emrah daha poplaştı ve modernleşme sürecine girdi. Kenan Doğulu ve Çelik modernliği ile daha milliyetçi-Kemalist bir çizgi içine çekti kendisini.

Tarkan ise yurdışında parlayarak dünya ‘Rai’ listelerinde ünlenirken, tıpkı Serdar Ortaç ve diğer benzerlerinin aynı sorunlarla karşı karşıya gelmesi gibi, askerlik meselesiyle uğraştı.

2000’li yıllarda ise ‘Müslüm Baba’nın jilet atan gençlerden daha ‘burjuva’ popüler dünyasına doğru döndüğünü izledik. Öyle ki, artık sevenleri daha entellektüelleşti; kendisinin müziğini jazz ile kıyaslayanları bile duyduk.

Teoman’ın şarkısı ‘Paramparça’ tam bir ‘dönüm noktası oldu’ Müslüm Gürses için. Daha ‘ana hattın’ içine girdi ve marjinallikten çıkarıldı medya tarafından.

Burjuvazi-sokak ittifakı

Sokak ve varoşlardan cok ‘raytingli televizyonların’ imajına yerleşti. ‘Entelektüel sermaye’ kendisine kucak açtı. Zaten, 1990’lı yıllarda Aslı Altan’ın Safran adlı artık bugün mevcut olmayan barında bu ‘sosyal ittifak’ kendisini göstermeye başlamıştı. Eski burjuvazi ‘Batıcı beğenisini’ yavaş yavaş sokağın beğenilerine doğru açmaya başladı ve bu sayede sokak ‘ana akımın’ içine çekildi; tıpkı 2000’li yıllarda ‘İslami hareketin’ AK Parti tarafından toparlanıp ‘ana hatta’ sokulması gibi, bir pop hareketi de sokağı entegre ederken, eylem imaj haline konularak İslami sermayenin içine doğru çekilen bir ‘genç entelektüel hareket’ kendisini gösterdi.

Ve ekranlarda, yazılı medyada boy gösterdi. ‘Mutenalaştırma’ hareketinin bir parçası olarak klasik burjuvazi bu süreç içinde kendi ideolojik bakışını da ‘muğlaklaştırdı’. Sosyete diye adlandırılanlar ise pop dünyasının içinden geçen bir ‘davetkarlar grubu’ haline geldi. El değiştiren sermayenin içinde sosyete artık 1960’lardaki insanlar ve aileleri değildi. Bugün daha marjinalize olan, adab-ı muaşeret kurallarının sınırlarını zorlayan ve bunu da en muhafazakár bir biçimde gözler önüne seren bu grubun kültürel sermayesi de -hepsi değil tabii ki- popüler kültür üzerinden geçmeye başladı ve kendisini bu popüler kültürün içinde görünür kıldı.

Televole devri

Ekonomik sermaye ile kültürel sermaye arasındaki ilişkiler Türk pop yaşamı içinde ses sermayesi ile magazin basını arasında gelişti. Buna kültürel sermaye demek mümkün gibi durmuyor; ancak ‘popüler ve medyatik sermaye’den bahsedebiliriz. Aydınlara ait olan kültürel sermayenin karşısında ‘popüler ve medyatik sermaye’ magazinleşen ve poplaşan dünyayı futbol dünyası ile birleştirdiğinde eski adıyla ‘Televoleler’de yani magazinleşme ve Alman sosyolog Max Weber’in deyişiyle ‘stereotipleştirmede’, yani yaşam biçimlerindeki değişmezliklerde, alışkanlıklardaki sabitliklerde çoğalmalar görülmeye başlandı. Bunların yıldızları da, televizyon eğlence programlarından podyumlara, belirli popüler kültür ve sosyete-yeni sermayedar iş adamları ve eşlerinin dergilere yansımalarına kadar belli bir kesimi kimi zaman ‘tehlikelerle’ dolu bir hızın içinde yaşamlarını sürdürdü. Mukayese en ‘başarılı’ kimin olacağından geçtiği gibi, en çok kimin ‘görüldüğünü’ de önemsetmeye başladı.

Bu ortamda da, muhtemelen, bu ‘yeni sosyete’, kendisini ‘klasik sosyete’ değerlerinden ayrılan ve sapan halini ve beğeni yargısını çok yaygınlaştırmak istememektedir.

STAR

trkntrkn89
06-04-09, 10:57
ben bu grubu hiç beğenmiyorum sesleri boğucu geliyor bana....

szr67
06-04-09, 12:33
türkiye neden başka grupları,oyuncuları veya popstarları örnek alır kendiniz olsanız olmuyormu bu çok kötü birşey ozaman gidin o kişilerle çalışın madem onları örnek alıyorsunuz gidin ozman çok bozuluyorum başkalarını örnek alanlara kendiniz olun buna tarkanda dahil :13:

**MegaStarkan**
06-04-09, 12:50
Efsaneleri örnek almak normal. Daha cok azim oluyor insanda.
Ne yazik ki medya zaten bi' sekilde polemik yaraticak haberlere merhaba diyor ;)
Gece yolcularinin Unut beni sarkisi süper...

ozangüney
06-04-09, 14:03
gece yolcularının bunu ilk söylediği günleride hatırlıyorum çok tepki görmüşlerdi daha yeni çıktılar hemen tarkana özeniyolar diye :D

didar
06-04-09, 18:22
gece yolcularını o kadar çok sevmem ve dinlemem.ama unut beniyi severim.biraz zor olurlar ama neyse...

eLiF
06-04-09, 19:06
iyi bir grup bence başarılılar =)
teşekkürler haber için

erdem
06-04-09, 22:13
müziklerini beğenmiyorum ama iyi birilerine benziyolar röportajlarda falan...

hilfa
06-04-09, 22:19
:7:her yeni çıkan Tarkanıma laf atmadan adını duyuramıyor:7:Tarkanım ilahi bir güç gibi:8: adını zikr eden ünlü oluyor:24:

MONZA
07-04-09, 01:02
hiç sevmedim bu gurubu ne onasıl ses ya itici geldi bana

ece**
07-04-09, 13:25
sewmiorum bu grubu beatles olmak öle kolay mı yaa...bi unut beni şarkısı güzel...:21:

siboss1992
07-04-09, 16:19
gayet normal tarkani örnek vermeli..
tarkani vermiceklerde kimi vericekler..
Türkiyenin megastari o ..